Elazığ Evde Masaj Hizmeti Masöz Ada

Elazığ Evde Masaj

Rotatif kurutma ipinden artık ses gelmiyordu. Ona bakmadan yoluna devam etmeye çalıştı. Elazığ Evde Masaj Asfaltın üzerinde ufak sarı bir paket gördü ve ona doğru gitti. Paketi açtı ve içinden bir sigara çıkartarak ağzına götürdü. Çakmakla yakmaya çalıştı fakat sigaranın ıslak bulunduğunu fark etti. Paketin içine su girmiş olmalıydı. Bjarne Møller’i ara. Onları buraya çağır. Millerle beraber öğrenci yurduna git. Sven Sivertsen’i orada sorgula. Tom Waaler’a karşı verdiği ifadeyi derhal orada kayda geçir.

Møller’in Müfettiş Waaler’ın tutuklanması için verdiği emri dinle. Ve eve git. Rakel’e. Çamaşır ipini yandan görüyordu. Küfür ederek sigarayı ikiye böldü ve tekrar ağzına yerleştirerek ikinci denemesinde onu yakmayı başardı. Neden bu kadar gergindi? Yapacak başka bir şey kalmamıştı. Her şey bitmişti artık. Yine çamaşır ipine doğru döndü. Bir tarafa doğru hafif eğbilimselş şeklinde görünüyordu fakat asfalta çarpan kısmı tamamen parçalanmıştı. Yalnız Wilhelm Barli’nin aslolanı kaldığı ip kopmuştu. Kollan iki yana açılmış ve ıslak saçlan yüzüne yapışık vaziyette gözleri yakarış eder gibi yukarı bakıyordu. Bu manzara Harry’ye acayip bir şekilde güzel görünmüştü. Vücudunun bir kısmını örten ıslak çarşafla aynı eski kalyonların pruvasına koyulan figürlere benziyordu.

Elazığ Evde Masaj

Wilhelm emeline ulaşmıştı. İşte büyük ve çarpıcı bir final. Harry cep telefonunu çıkardı ve PIN kodunu girdi. Parmakları zorlukla hareket ediyordu. Yakında birer taş kadar sertleşeceklerdi. Bjarne Møller’in numarasını tuşladı. Telefondan uyan tonu yükseldiğinde nerede ise ‘ara’ tuşuna basmak üzereydi. Ekrandan telesekreterinde bir iletiın kayıtlı olduğu yazıyordu. Bir önemi var mıydı? Telefon onun değildi. Bir an için tereddüt etti. İçinden bir ses ona önce Bjarne Møller’i aramasını söylemiş oldu. Gözlerini kapattı. Ve tuşa bastı. Bir hanım sesi ona bir yeni mesajı olduğunu söyledi. Birkaç saniyelik sessizliğin ardından bip sesi duyuldu. Telefondaki ses şöyle diyordu: “slm, Harry. Benim.” Sesin sahibi Tom Waaler’di. “Telefonunu kapatmışsın, Harry. Bu pek akıllıca değil.

Seninle konuşmam gerektiğini biliyorsun, öyle değil mi?” Tom telefonunu o kadar ağzına yakın tutmuştu ki Harry sanki tam yanında duruyormuş benzer biçimde hissetti bir “Alçak sesle mevzuşmak zorunda kaldığım için beni bağışla fakat onu uyandırmak istemeyiz, değil mi? Nerede olduğumu tahmin edebiliyor musun, Harry? Bence evet. Bir ihtimal bunu da önceden düşünmüştün, ne dersin?” Harry ucunun kırıldığını fark etmeden sigarasından derin bir nefes çekti.