Elazığ Masaj Salonu Esra Hanım

Elazığ Masaj Salonu

Elazığ Masaj Salonu Şövalye bir süredir kadını yatağa atmaya çalışsa da başarılı olamamıştı. Sonrasında kadının İsis’e bağlılığını bildiğinden, tapınak rahiplerine para verip İsis’in ilahi bir ortağı olan Anubis’in Paulina’ya âşık bulunduğunu ve tanrının onunla tapınakta buluşmak istediğini kadına söylemelerini istemiş. Kadın bu teklifi lukle kabul edip geceyi tanrı kılığına giren şövalyeyle kutsal bir birliktelik içinde geçirmiş. Dostlarının sırıtmalarına rağmen Paulina ve kocası kutsandıklarına ikna olmuşlar. İstediğini alan şövalye, sırrı daha fazla saklayamamış ve gerçeği kadına anlatmış. Haberi alan Tiberius, rahipleri çarmıha germiş, tapınağı yıkarak İsis heykelini dereye atmış.

İsis inancı yine dirilmiş ama “resmi” Roma’yla, evli kadınlarla fahişeleri kaynaştıran herhangi bir örgütlenmenin arası hiç hoş olmamış. Roma, fahişeleri oyuncular, hayvan dövüştürücüleri ve gladyatörlerle aynı kefeye koyardı. Tüm bu insanlara geçimlerini bedenleriyle kazandıkları için ayak ekipı (infamia) gözüyle bakılırdı. Kullanılan, arzulu gözlerle bakılan, Romalı soylu vatandaşlar (dignitas) tarafınca hor görülen ve fizyolojik istismara açık insanlardı. Bedeni koruma hakkı yurttaşı yurttaş olmayandan, özellikle de köleden ayırıyordu. Eğer bir fahişe müşterisi tarafınca tecavüze uğramış veya dövülmüşse, şikayet etme hakkı yoktu.

Elazığ Masaj Salonu

Elazığ Masaj Salonu Oyuncular da “toplumsal düzeni bozan” her türlü fiil yüzünden şiddete maruz kalabilirdi. İşleri şiddet olan gladyatörler ise damgalanıp, dövüş ve ölüm yemini ettiklerinde köleler benzer biçimde savunmasız kalıyorlardı. Böylesine düşük bir seviyede yaşayan bu ayak takımına işlerinden başka her şey yasaklanmıştı. Orduya katılmaları, devlet hizmeti almaları ve özgür Romalılarla evlenmeleri yasaktı. Yurttaşların gaslınde zerre kadar onurları olmadıkları için mahkemede şahitlik de yapamıyorlardı. Bir fahişe öteki olarak yaşamaya mahkumdu. “Prostitute” (fahişe) sözcüğü aslında “kendini göstermek” anlamına gelen Latince prostare sözcüğünden gelmektedir ve nitekim Romalı fahişeler de bu bağlamda damgalanmıştır.

MS 1. Yüzyılda Augustus idaresi altında yürürlüğe giren bir yasa, fahişelerin öteki hanımların giydiklerinden farklı bir kıyafet giymelerini şart koşuyordu. Yasa, kadınlar içinde kargaşalık yaratabilecek kıyafetlere izin vermiyordu. Kadınların fahişe olup olmadıkları giyimlerinden anlaşılmalıydı. Fahişeler ayrıca devlet tarafınca kayda geçirilirdi. Bu konum, sağlık kaygısından çok üst sınıftan hanımların “yanlışlıkla” aşağı sınıflara düşmesini önlemek içindi. Adı bir kere fahişelik listesine kaydedilen hanım ömür boyu bu listede kalırdı.