Elazığ Mutlu Son
Elazığ Mutlu Son
tutkunun gücü üzerimde birikip koyulaştığında, münasebetsiz
feyk bir naz takınmayacak yahut Elazığ Mutlu Son güçlük çıkarmanın
hilekârlığına hedeflemeye zahmet etmeyecek kadar içtenlikle
davranıp, Elazığ Mutlu Son hemen hemen açmadığım bacaklarımdan birine sertçe
dayanıp duran, bir zamanlar bozduğu bekâretimin efendisini
içime kabul etmeden duramadım.Erkekliğin yüce kanıtı olan
o parça kime ilişkin olursa, olsun her vakit için mükemmel bir
ayrıcalığa sahiptir ve hiçbir şey ele daha sevgili gelemez, ne
de daha enfes bir duyumla etkileyemez.
Ek olarak böyle uzun bir
özlem sürecinden sonra hepimize hükmeden o özel saltanat
asasının baskısı altında tekrar tutuştuğumu hissedince
tutkum dayanılmaz hale gelmişti. Sertliğinin en yüce do‐
ruğunda, bana öyle buyurgan, öyle etkin, öyle sağlam ve hoş
geliyordu ki üzerimde bıraktığı kendine özgü etkiye ne ad
verebileceğimi bilmiyordum.
Elazığ Mutlu Son
Onun, benim taptığım yücegence ilişik bulunduğunun bilinci öyle güzel bir coşku veriyor,
ruhuma öyle kuvvetli işliyordu ki beynim, tüm duyarlı
duyumları, kendini onu karşılamaya adamış o mutluluk
mücevherime yolluyordu. Elazığ Mutlu Son Orada, yanan bir camdaki ışınlar
gibi tek bir noktada odak-laşıp en yoğun ısıyla alevleniyor,
kısacası hazzın telleri öyle bir perdeye akortlanıyordu ki, bu
sevince duyduğum keskin, ince iştahla soluk soluğa
kalıyordum. Hemen hemen arzudan kendimden geçiyordum, beni
deli gibi darmadağın eden o iki ayrı düşüncenin birleşmesine
dayanamıyordum.
Aklımın alabildiği tüm düşünce hem
hazzın aracıyla, aynı zamanda aşkın mührüyle yani Charles ile
birlikte olduğumdu.
Düşünceler, birbirine karışan dereler benzer biçimde
birleşip bunu taşıyamayacak kadar minik olan güçsüz
geminin üzerine öyle mest edici bir mutluluk okyanusu
boşalttılar ki, haz denizinin dibinde boğulmuş, yitmiş, ölçüsüz
bir mutluluktan ölmüş halde uzanıyordum.Ama azca sonra
Charles, o tutku şaşkınlığından beni birazcık olsun uyandırdı, bir
öpücük yağmuru ortasında, arzularına pek de elverişli
gelmeyen duruşumla ilgili hafifçeçe mırıldanılan bir yakınmayla
beni doğrulttu. Sadece böylece birleşmek için ısrar ettiğini
anlayabildim.
Bu ısrar bile zihnimi öyle dolduran bir zevkti
ki, çok daha güzel olanından kendimi uzak tutmaya göz
yumdurtmuştu bana, tutarsızca. Aşk ve tabiat ananın imalarına
artık itaatle boyun eğen ve bu defa ne yapması icap ettiğinin
daha bir bilincine varmış olan bacaklarım seve, seve açıldı ve
hazır bir teslimiyetle hazza oluşturulan o yumuşak kapıyı sundu. O
nefis kadife ucun aşama, kademe kapıma dayanışını
hissedebiliyordum.
Sonrasında biraz baskıyla, olanca gücüyleiçimdeydi. Şimdi o müthiş mutluluk anını hatırlarken bile
titremeye başlayan elimden kalemim düşüveriyor. O anın
mutluluğunu anlatmaya hiçbir tasvir, aslabir imge gücü yeterli
değil. İşte bu duyum o sert girişe tüm yol boyunca eşlik etti
ve onu ilgiyle selamladı. Böylece gözlerinden yüreğime, her
damarıma, her hücreme yayılan o aşk ateşinin bütünkıvılcımlarını yollayarak nüfuzunun en sonuna varıncaya dek
somutlaşmıştı.