Elazığ Mutlu Son Masaj Hizmeti Masör

Elazığ Mutlu Son Masaj Hizmeti Masör

Elazığ Mutlu Son. Allahaısmarladık sevgili dostum. 21 Ağustos 17** , saat sabahın 4’ü YİRMİ DÖRDÜNCÜ MEKTUP Vikont de Valmont’dan Madam de Tourvel’e Acıyın bana Madam, acıyın da bitsin artık içimdeki bu sıkıntı. Lütfedip söyleyin artık, umudumu sürdürsem mi yoksa korksam mı, ne yapsam! Bir yanda mutluluk, bir yanda mutsuzluk, benim nasibim hangisi, bilememek büyük bir acı. Nasıl söylemiş bulundum size? İçimdekileri size açan o neamansız büyüymüş ki direnemedim ona. Size sessiz sedasız tapıyor, hiç değilse sevgimin tadını çıkarıyordum. O tertemiz duygu, acınızın hayaliyle bulanmamıştı henüz ve beni mutlu etmeye yetiyordu.

Gözyaşı döktünüz, görmüş oldum ben gözyaşlarınızı. “Ah! Ne mutsuz insanım ben” dediniz. O yakınışı duyalı beri o mutluluk kaynağı da, acı kaynağı oldu benim için. Bilesiniz ki Madam, o sözleriniz uzun süre yankılanacak yüreğimde! En güzel duygunun sizde dehşet uyandırması alınyazısının ne acayip cilvesidir! Telaşınız nedir? O güzel duyguyu tanımaktan mı korkuyorsunuz yoksa? Korkmazsınız mutlaka, yanlış tarifışım ben sizin kalbinizi, sevmek için yaratılmamış o.

Elazığ Mutlu Son Masaj Hizmeti Masör

Elazığ Mutlu Son. Sizin sürekli kötülediğiniz kalbim yalnızca o sevgiyle, duyguyla çarpıyor. Sizin kalbinizse acımak nedir bilmiyor. Öyle olmasa size acılarını özetleyen zavallıya teselli verici bir sözü çok görmezdiniz. Onun tek zevki, sizi görmek, size bakmaktı. Acımak nedir bilseydiniz kaçmazdınız ondan. Hastalandığınızı bildiriyor, sonrasında da onun bir hatır sormasına bile izin vermiyorsunuz. Acımak nedir bilseydiniz bu zalimce oyunu oynamaz, onu bu şekilde merakta bırakmak istemezdiniz. Acımak nedir bilseydiniz, sizin için on iki saat dinlenme demek olan bu gecenin onun için yüzyıllık acıya karşılık olacağını anlardınız. Açıklayın, ben bu acımasızlığı, insafsızlığı nasıl hak ediyorum? Sormaya çekinmiyorum size.

Söyleyin, ne yaptım? Güzelliğinizden tabiat ve erdeminizle güçlenen bir duyguya elimde olmadan kapıldıysam, günah mıdır bu? Saygımdan hep içime atmadım mı bu duyguyu? Gene de açığa vurduysam, bir beklentiyle söylemedim ki suç olsun. Size açılmak ihtiyacıyla söyledim, izniniz bulunduğunu düşünerek açıldım çekinmeden ve şimdi siz beni bunun için mi, gönlümdekileri söylediğim için mi cezalandıracaksınız?Hayır, hayır, inanamam bu şekilde bir şeye ben.